Subscribe to RSS Feed

Rakip

30 Haziran 2010 Çarşamba by evo



Gülümseseydi ay, sana benzerdi.
Güzel bir şeyle aynı izlenimi
Bırakırsın, fakat yok edicisin.
İkiniz de ışığın büyük ödünç alıcılarısınız.
Acılanır dünyaya onun O-ağzı; seninkiyse umursamaz.

Ve her şeyi taşa döndürmek senin ilk katkın.
Bir anıt mezara uyanıyorum; buradasın,
Tıkırdatarak parmaklarını mermer masaya, sigara arıyorsun,
Bir kadın kadar kindarsın, fakat o denli ürkek değilsin,
Ve yanıtlanamayacak bir şeyler söylemeye can atıyorsun.

Ay da hor görür tebaasını,
Fakat gündüz vakti maskaranın biridir.
Hoşnutsuzlukların, öte yandan,
Ulaşır mektup kutusuna hoş aralıklarla,
Beyaz ve yazısız, karbonmonoksit gibi yayılır.

Hiçbir gün yok ki senden haber gelmesin,
Dolanıp durursun belki Afrika’da, fakat düşünürsün beni. 


Sylvia Plath

Continue Reading
0 yorum

Saçtığım Saçaklı Saçmalar

23 Haziran 2010 Çarşamba by evo

 
Aksi olur bu havanın insanı
Belki de gördüğüm son şarkı
Ağzımda ıslanmayan baklalar

Bi sus gelse bana
Durmalar gelse
Beklemeler gelse
Sakinlik gelse
Gelecek gelse

Boğazda düğüm olmak
El de nasır olmak
Dil de yalan olmak
Varken yok olmak
Ne zor iş olmak

Kırmızı bızım neyimize
Siyahlar içinde emeğimize
Yanmak şimdi ne garip 
Gri bile edemediklerimize

Kabus uyanıkken görülür
Yürüyoruz bitecek
Dün gibi olur gelecek
Gözlerini ovuştur uyan
Suskunluk bazen  koca yalan

Ne diyodum
Ne zor işti olmak
Olmazların da olacak

Yaşayamadıklarını sayma
Yaşama camdan bakma

Neden sever insan yazı
Ben özlüyorum ayazı
Seviyorum pislenmiş beyazı

"Kafiye olsun diye değil"
Taziye olsun diye..
"Göz yaşlarımızı bitti mi sandın"

:) inci değildiler ama hızla döküldüler....

Continue Reading
0 yorum

Bir Ayrılış Hikayesi

6 Haziran 2010 Pazar by evo



Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...

Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...

Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...

Kadın sustu.
 
SARILDILAR

Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...

AYRILDILAR... 

Continue Reading
2 yorum

Nazım'a

3 Haziran 2010 Perşembe by evo



Çürüksüz ve cam gibi berrak bir kış günü sımsıkı etini dişlemek  sıhhatli,
beyaz bir elmanın.
Ey benim sevgilim, karlı bir çam ormanında nefes almanın bahtiyarlığına benzer seni sevmek..

Nazım Hikmet Ran 



*Ne güzel seversin sen,ne güzel anlatırsın aşkını,insansın işte ..

Continue Reading
1 yorum